TÜMDENGELİM YÖNTEMİ NEDİR?
Tümdengelim-Tümevarım ;
Tümdengelim; genelden özele ya da yasalardan olaylara
geçiş şeklindeki akıl yürütmedir.
Örn: “Bütün balıklar denizde yaşar.”, “Kefal balıktır. O halde, kefal de
denizde yaşar” çıkarımı, tümdengelim türü bir akıl yürütmedir. Kıyas,
tümdengelimin en mükemmel şekli olarak kabul edilir. Bu nedenle, klasik mantık
akıl yürütmede esas olarak kıyası almıştır.
Tümelden tikeli ve genelden özeli çıkaran uslamlama yöntemi... Tümdengelim,
doğru olan ya da doğru olduğu sanılan önermelerden zorunlu olarak çıkan yeni
önermeler türetir. Öncüller doğruysa sonuç da mantıksal bir zorunlulukla
doğrudur. “Örneğin: insan ölümlüdür , Ahmet insandır öyleyse Ahmet de
ölümlüdür” tasımı, tümden gelen bir tasımdır. Bütün insanların ölümlü oldukları
doğruysa Ahmet de bir insan olduğuna göre Ahmet’in de ölümlü olması zorunludur,
başka türlü olamaz.
Deneysel bilimin , tümevarımcı bilgi yönteminin kurucusu Francis Bacon deneye
başvurmadığı, salt düşünsel bir uslamlama olduğu için tümdengelimi yadsımıştır.
Buna karşıt Hegel , tersine, ancak tümdengelenin gerçek olduğunu, bireyselden
yola çıkılarak tüme varılamayacağını savunmuştur. Ona göre idealizm için tek
geçerli yöntem, tümdengelim yöntemidir.
Tümdengelim ve tümevarım yöntemleri, tümelle tikel (genelle özel) arasında sıkı
bir ilişki gören ve bu ilişkiyi en doğru şekilde ortaya koymanın yollarını
araştıran Aristoteles’in buluşudur. Genelden özele inen tümdengelim yöntemiyle
özelden genele çıkan tümevarım yöntemi 17. yüzyıldan itibaren bir hayli
gelişmiştir. Özellikle bu iki yöntem arasındaki bağlılık, ikisinin birlikte
kullanılması diyalektik mantıkta gerçekleşmiştir
Kesin sonuç veren akıl yürütmeye çıkarım, tümdengelim (dedüksiyon) denir. Bu
yönteme göre, doğanın araştırılması önce gözlemlerden genel prensiplerin
çıkarılması (tümevarım) ve daha sonra genel prensiplere dayanarak gözlemlerin
açıklanması (tümdengelim) aşamalarını içermektedir.
Tümdengelim; tümelden tikeli ve genelden özeli çıkaran uslamlama yöntemidir.
Tümdengelim, doğru olan ya da doğru olduğu sanılan önermelerden zorunlu olarak
çıkan yeni önermeler türetir. Öncüller doğruysa sonuç da mantıksal bir
zorunlulukla doğrudur.
Zihnin kanunlardan, kurallara örneklere, olaylara inerek yeni bir yargıda
bulunmasıdır. Tümevarımın tersine, genel ilkelerden özel durumlara inen bir
akıl yürütme şeklidir. Burada herhangi bir genelleme (kanun, kural) ele alınır,
sonra bundan yola çıkarak özele (olaya, örneğe) inilerek, yeni bir yargıya
varılır.
Tümdengelim, bir ya da birden çok öncülden mantık kanunlarına göre, bir
sonuçlama (netice) ispatlayış ya da çıkarsayış işlemidir.
Tümdengelimle varılan bir sonuç, bir önermeler zinciridir ki, burada,
önermelerin mantık kanunlarıyla doğrudan doğruya çıkarılan bir öncül ya da bir
önermedir. Tümdengelimle varılan bir sonuçlamada, neticeler öncüllerde
saklıdır, mantıksal analiz metotlarıyle çıkarsanmaları icap eder. Tümdengelimin
temelinde “bütün için doğru olan, parçaları için de doğrudur” ilkesi yatar.

Tümevarım; özelden genele ya da olaylardan yasalara geçiş şeklindeki, akıl
yürütmedir. Örn: “Gözlediğim bütün kargalar siyahtı. O halde bütün kargalar
siyahtır “ çıkarımı, tümevarım şeklinde bir çıkarmadır. Özel gözlemlerden genel
bir sonuca ulaşılmıştır.
Genelden özele, tümelden tekele giden genel yasadan örnek ya da özel bir
uygulamasını çıkarsayan tümdengelime karşıt olarak, özelden genele tek tek
olgulardan genel yasalara ulaşan tekil gözlem önermelerinden sınırlanmamış
genellemelere yükselen akıl yürütme türü, genelleme.
Tekil ve tikelden tümeli, özelden geneli çıkaran uslamlama yöntemi... Francis
Bacon, bilimsel araştırma yönteminin felsefesel içeriğini saptayarak tümevarımı
şöyle tanımlamıştır: “bilmek için sınamak, gözlemlemek, olayları çözümlemek ve
sonra ayrı olaylardan genellemeler yapmak ve sonuçlar çıkarma yöntemi” .
tümevarım yöntemi , bilimsel önemini 17. ve 18. yüzyıllarda kazanmış ve Francis
Bacon, Galile , Newton ve John Stuart Mill’in katkılarıyla bir hayli
gelişmiştir. Bugün iki türlü tümevarım ayırt edilmektedir: Bir sınıfa giren
bütün öğelerin incelenmesi sonucu olan tam tümevarım, bütün öğelerin
incelenemeyeceği durumlarda zorunlu olarak başvurulan ve çok sayıda öğenin
incelenmesiyle yetinen eksik tümevarım. Eksik tümevarımlarda varılan sonuç
belkili bir sonuçtur. Örneğin birçok kedinin kuyruklu olduğuna bakarak bütün
kedilerin kuyruklu olduğu yolunda tümevarımsal bir sonuç çıkarırız, ne var ki
Man adalarında yaşayan kediler kuyruksuzdur. Bu yüzden “bütün kediler
kuyrukludur” dememiz daha doğru olurdu.
Deneysel bilimler, olaylardan yasalara götüren bir yöntem olan tümevarım
yöntemini kullanırlar, tümdengelimi kullanırlar . örneğin bir buz parçasının
ateş üstünde eridiğini birçok kez görsek “ateş buzu eritir” tümevarımını
uslamlarız. Bilim, şöyle bir tasımlama yaparak bunu yasalaştırır: birinci
öncüle nedensellik ilkesini koyar ve “ aynı nedenler aynı koşullarda aynı
sonuçlar verir” der. İkinci öncüle deneylerimizin sonuçlarını yerleştirir ve
“ateş buzu eritir” der. Sonra bu sonucu tümelleyip bilimsel bir yasa haline
getirir ve “ısı her zaman buzu suya dönüştürür” der. Bu yasayı bilimsel olarak
ortaya koyan , görüldüğü gibi, nedensellik ilkesidir, sadece gözlemlerimiz ve
deneylerimiz değildir
Diyalektik materyalizm, tümevarımla tümdengelimi, bilgi sürecinin, birbirlerini
belirleyen ve kopmaz bir bağımlılık içinde bulunan yanları olarak görür; ayrı
ayrı yeterli bulmaz ve bunlardan birinin saltıklaştırılmasına karşıdır.
Tümevarımla tümdengelimin bağımlılığı, kuramla kılgının bağımlılığı gibidir.
Deneysel verilerden kuramsal sonuçlar çıkarılırken (tümevarım) o kuramsal
sonuçları deneyleyerek (tümdengelim) doğrulamak gerekir.
Tümdengelim yöntemi mantıkta bir ya da daha fazla öncülden zorunlu olarak
sonucun çıkarılmasıdır ve tümelle tikel (genelle özel) arasında sıkı bir ilişki
gören ve bu ilişkiyi en doğru olarak ortaya koymanın yollarını araştıran
Aristotoles’in buluşudur.
Aristotales, antikçağ Yunan düşüncesinde çağdaş anlamıyla ilk bilgindir.
Kendisinden önce bütün bilgileri toplamış, iç içe geçmiş olanları birbirinden
ayırmış, sınıflandırmış, eleştirmiş ve bütünlemeye çalışmıştır. Özellikle
sonradan **** fizik adı verilen Prote Filosofia (İlk felsefe) adlı yapıtı
Thales'den kendisine kadar gelen felsefe tarihinin çok başarılı bir özetidir ve
en güvenilir kaynağıdır. Topladığı bilgilerin doğruluklarını ölçmek için
bilimsel bir düşünme yöntemi aramış ve doğru düşünmenin kurallarını bütün
ayrıntılarıyla saptamaya çalışarak bunlara doğru düşünmenin aletleri anlamına
gelen organon adını vermiştir. Aristotalesin bu doğru düşünme kurallarına
sonradan mantık adı verilmiştir.
Genç Aristotales henüz Akedemia'da bir Platon öğrencisi iken kendisine kadar
gelen düşünmede üç bakış bulunuyordu: İnsanın görünene bakışı (doğa), insanın
kendisine bakışı (insan) ve insanın görünmeyene bakışı (doğa üstü)... Düşünür
Aristotales yöntemsel aletler bularak bu ilkel bakışı doğru bakışa çevirmek
istedi: Görünmeyenden görünene bakmak (tümdengelim "doğrulama")
görünenden görünmeyene bakmak (tümevarım "araştırma")...
Ne varki bu doğru bakışı gerçekleştirmek için düşünmenin bilimden yararlanması,
eşdeyişle düşünce-doğabilim diyalektiği gerekiyordu. O çağın bilimleriyse
düşünmenin pek gerisindeydiler. Bu yüzdendir ki düşünür Aristotales,
düşünmesine karşılık verecek bilimi de kendisi yapmak zorundaydı. Çeşitli bilim
alanlarındaki, çağının ölçülerine göre pek geniş, bilimsel çabalarının nedeni
budur. Bu bilimsel çalışmalardan ve bu çalışmalar sırasında ilk felsefe (prote
filosofia) doğdu. Artık çağıyla zorunlu imkanlar içinde, geleneksel büyük
soruya karşılık aranacaktır: İlkneden nedir?... İlkneden en son ve en gelişmiş,
Platon'un ideası olamaz. Çünkü idea görünen sayısız gerçek biçimlerinin
içindedir ve o biçimlerden soyularak, eşdeyişle içlerinden çıkarılarak elde
edilmiştir. Kaldı ki Platon, bu idealara nesnelere özü demektedir, öyleyse öz
nasıl biçimsel nesneden ayrı ve onun dışında olabilir? Öz'süz biçim ve
biçim'siz öz olamaz.
Öyleyse
görünenden görünmeyene bakıp araştırmalıyız ama bulduğumuzu da görünmeyenden
görünene bakıp (tümdengelim) doğrulamalıyız. Tümevarımla araştırıp ideayı
buluyoruz, şimdi onu tümdengelimle doğru yerine oturtmalıyız.
Genelden özele inen tümdengelim yöntemi ile özelden genele çıkan tümevarım
yöntemi 17. Yüzyıldan itibaren bir hayli geliştirilmiştir. Özellikle bu iki
yöntem arasındaki bağlılık, ikisinin birlikte kullanılması diyalektik mantıkla
gerçekleşmiştir.
19. ve 20. yüzyıllarda matematiksel mantığın problemlerine ilişkin araştırmalar
tümdengelimle bağıntılı nosyonlara açıklık kazandırmış ve genelden özele bir
dedüksiyon, olarak tümdengelim kavramının yetersizliğini göstermiştir. Modern
tümevarım kavramı Aristotoles’çi sillojistik tümdengelim (genelden özele)
yorumunun geniş çaplı bir genelleştirilmesidir. Dar olarak, tümdengelim,
herhangi bir tümdengelimi veya çıkarsamayı belirtir.
Tümdengelimsel Metot Tümdengelimsel Metot, yalnızca tümdengelimsel tekniklere
dayanan bir bilimsel çıkarsama metodudur. Felsefede tümdengelimsel metot ve
diğer metotlar arasında ayırıcı bir çizgi çizme ve tümdengelimsel muhakemeyi
tecrübenin dışlanması ve bilimde tümdengelime aşırı önem verilmesi olarak
tanımlama hususunda girişimlerde bulunulmuştur. Fakat tümdengelim ve tümevarım
arasında karşılıklı bağıntı vardır ve tümevarımsal muhakeme insanoğlunun
yüzyıllarca süren pratiksel ve bilgisel çabasına dayalıdır.
Tümdengelimsel
metot, genel olarak ampirik verilerin, bunların birikişinden ve teorik biçimde
yorumlanışından sonra, uygun bütün sonuçları daha tam ve daha tutarlı biçimde
çıkarsamak amacıyla sistemleştirilmesinde kullanılan geçerli bilimsel çıkarsama
metotlarından birisidir. Bu metot yeni bilgiyi, diğer şeyler arasında, dedüktif
bir tarzda formüle edilmiş olan bir teorinin mümkün yorumlarının bir toplamı
kabul eder.
Tümdengelim Teoremi Mantık ötesi anahtar bir terim ki şu demektir: eğer B
önermesi, A öncülünün de doğru olduğu varsayımı (assumption) üzerinde
çıkarsanmışsa, o takdirde, (A muteberdir) varsayımı olmaksızın, belirli sayıda
öncüllerden, mademki A vardır, öyleyse B'de vardır sonucu çıkarılabilir.
Tümdengelim Teoremi önemli muhtelif mantıksal sistemlere uygulanmaktadır,
klasik ve konstrüktif önermeler ve yüklemler hesabı, formel aritmetik vb.
Tümdengelim teoremi, bazı sistemler için, örneğin belirli modal mantık
sistemleri için geçerli değildir. Tümdengelim teoremi formalize edilmiş-olmayan
muhakemede geniş biçimde kullanılır. Tümdengelim teoremi ispat sürecini
basitleştirir. O, ilk olarak tek bir sistem için, Jacques Herbrand tarafından
tanımlanmış ve ispat edilmiş ve genel bir metodolojik ilke olarak 1932'de
Tarski tarafından formüllendirilmiştir.